Beynimiz çok düşük şiddette sürekli elektrik akımı üretir. Elektroensefalografi (EEG)
beyindeki sinir hücreleri tarafından hem uyanık hem de uyku halindeyken üretilen elektriksel
aktivitelerin kağıt üzerine beyin dalgaları halinde yazdırılmasıdır. Kalp elektrokardiyografisine (EKG) benzetilebilir. EEG çekimi epilepsi tanısı ve epilepsi tipinin ayırt edilmesi için en önemli yardımcı tanı aracıdır. Ancak epilepsi klinik bir tanı olup EEG çekiminin normal olması epilepsi tanısını dışlamaz. Yeni doğmuş bebekler dahil tüm yaş grubundaki hastalara EEG incelemesi yapılabilir. EEG çekimi acısızdır. EEG çekimi hasta açısından herhangi bir yan etkisi ve zararı olmayan, sağlık açısından güvenli bir tanı yöntemidir. EEG çekimi sırasında radyasyon verilmez.
EEG çekimi öncesinde elektrodların yerleşimi çok önemli bir hazırlık aşamasıdır. EEG elektrod denilen küçük metal plakaların bir tür jel ile saçlı kafa derisine yerleştirilmesi ve bir bilgisayar yardımıyla beyinin elektriksel aktivitesinin kayıt edilmesi suretiyle yapılır. Hasta sakin bir şekilde yatarak ve EEG teknisyeninin direktifine göre söylenenleri yapmalıdır. Genellikle göz açıp kapama, aralıklı ışık uyaran ve derin nefes alıp verme şeklinde aktivasyon yöntemleri rutin olarak kullanılmaktadır. Amaç epileptik odağı veya anormal aktiviteyi aktif hale geçirmektir. EEG değerlendirilirken, hastanın yaşı, uyku-uyanıklık durumu, ilaç alıp-almadığı dikkate alınır.
Randevu günü testin etkin olabilmesi için; saçlı derinin temiz olması saç yıkandıktan sonra krem, losyon ve jöle gibi ürünlerin kullanılmaması gerekmektedir. Tok olunması, çay, kahve ve kola gibi içeceklerin çekime 6-8 saat kala alınmaması gerekir. Uykusuzluk süresinin mümkün olduğunca uzun olması, 6 yaş ve üzeri hastaların gece 00:00’dan sonra randevu saatine kadar uyumaması gerekmektedir. Epilepsi hastalarının EEG çekim günlerinde de ilaçlarını aksatmamaları mutlaka içmeleri gerekmektedir.