Eyvah! Çocuğumun Başı Ağrıyor!

Baş ağrısı çocukluk çağında ve özellikle ergenlik döneminde en sık görülen yakınmalardan biridir. 18 yaşına gelen çocukların yaklaşık %90’ı hayatında en az bir defa baş ağrısından yakınmıştır. Çocukların yaşı büyüdükçe baş ağrısı sıklığı artar. Yedi yaşından küçük çocuklarda yaşından erkeklerde kızlara göre daha sık oranda görülür iken 7 yaşından sonra kızlarda daha sık görülür.

Baş ağrısı çok basit nedenlere bağlı olabileceği gibi bazen de ciddi hastalıkların habercisidir. Birincil baş ağrıları altta yatan nedene bağlı olmayan (migren, gerilim tipi ve küme baş ağrısı) baş ağrılarıdır. Altta yatan bir nedene bağlı olan baş ağrıları ise göz bozukluğu, sinüzit, diş ve dişeti hastalıkları, üst solunum yolu enfeksiyonu, yüksek tansiyon, enfeksiyon, tümör ve travma gibi nedenlere bağlı olan baş ağrılarıdır. Hayatının ilk ve en şiddetli baş ağrısı, uykudan uyandıran, sabahları olan, kronik ilerleyici, başın arka tarafı, bulantı ve kusma eşlik ediyorsa, öksürük ve tuvalet sırasında artıyorsa altta yatan ciddi bir nedenin habercisi olabilir.

Tanı koyarken baş ağrısının yeri, şiddeti, sıklığı, zamanı, arttıran ve azaltan nedenler ve eşlik eden diğer yakınmaların bilgileri biz doktorlar için çok önemlidir. Verdiğiniz bu bilgiler ve muayene sonrasında doktorunuz sizden kan tahlilleri ve beyin MRG (Magnetik Rezonans Görüntüleme) görüntüleme incelemeleri gibi tetkikler isteyebilir.

Elektroenefalografi (EEG) Nedir?

Beynimiz çok düşük şiddette sürekli elektrik akımı üretir. Elektroensefalografi (EEG)
beyindeki sinir hücreleri tarafından hem uyanık hem de uyku halindeyken üretilen elektriksel
aktivitelerin kağıt üzerine beyin dalgaları halinde yazdırılmasıdır. Kalp elektrokardiyografisine (EKG) benzetilebilir. EEG çekimi epilepsi tanısı ve epilepsi tipinin ayırt edilmesi için en önemli yardımcı tanı aracıdır. Ancak epilepsi klinik bir tanı olup EEG çekiminin normal olması epilepsi tanısını dışlamaz. Yeni doğmuş bebekler dahil tüm yaş grubundaki hastalara EEG incelemesi yapılabilir. EEG çekimi acısızdır. EEG çekimi hasta açısından herhangi bir yan etkisi ve zararı olmayan, sağlık açısından güvenli bir tanı yöntemidir. EEG çekimi sırasında radyasyon verilmez.


EEG çekimi öncesinde elektrodların yerleşimi çok önemli bir hazırlık aşamasıdır. EEG elektrod denilen küçük metal plakaların bir tür jel ile saçlı kafa derisine yerleştirilmesi ve bir bilgisayar yardımıyla beyinin elektriksel aktivitesinin kayıt edilmesi suretiyle yapılır. Hasta sakin bir şekilde yatarak ve EEG teknisyeninin direktifine göre söylenenleri yapmalıdır. Genellikle göz açıp kapama, aralıklı ışık uyaran ve derin nefes alıp verme şeklinde aktivasyon yöntemleri rutin olarak kullanılmaktadır. Amaç epileptik odağı veya anormal aktiviteyi aktif hale geçirmektir. EEG değerlendirilirken, hastanın yaşı, uyku-uyanıklık durumu, ilaç alıp-almadığı dikkate alınır.


Randevu günü testin etkin olabilmesi için; saçlı derinin temiz olması saç yıkandıktan sonra krem, losyon ve jöle gibi ürünlerin kullanılmaması gerekmektedir. Tok olunması, çay, kahve ve kola gibi içeceklerin çekime 6-8 saat kala alınmaması gerekir. Uykusuzluk süresinin mümkün olduğunca uzun olması, 6 yaş ve üzeri hastaların gece 00:00’dan sonra randevu saatine kadar uyumaması gerekmektedir. Epilepsi hastalarının EEG çekim günlerinde de ilaçlarını aksatmamaları mutlaka içmeleri gerekmektedir.